Viyolonsel olarak da bilinen çello, keman ailesinin üyesi olan bir yayli çalgidir. Kemandakine benzeyen bir yayla çalinir. Keman seklinde olmakla beraber daha büyüktür. Yaklasik 1.20 m uzunlukta ve en genis yerinde 40 cm civarinda olan çello bu boyutlari yüzünden oturarak çalinir. Yere dayanan bir çubuk üzerinde duran çello müzisyenin bacaklari arasina alinip bir yayla çalinir. Keman gibi dört yay sahiptir ve müzisyenin ellerinin perdeler üzerinde gezmesiyle degisik tonlar elde edilir
Bu yüzden çello’nun ses genisligi 4 oktavdan fazladir. Rostropoviç, Pablo Cassals, Jacquelin de Pera, Misch Maisky, William Lloyd Weber ünlü violonsel solistleri arasindadir. ...Günümüze kadar da kalabilen bazi çellolar 1560 larda, Italyan imalatçi Andrea Amati tarafindan yapilmislardir. 18. yy sonlarina kadar çello ön planda olan bir enstrüman degildi ve müzikteki bas sesi vererek parçadaki bosluklari doldururdu. Ancak, barok döneminde, Antonia Vivaldi ve Luigi Boccherini gibi besteciler yalnizca çello için suitler yazdilar. 19.yy gelindiginde çello için konçerto ve benzeri eserler Johannes Brahms ve Antonin Dvorak gibi isimler tarafindan yazilmislardi. 20. yy da da Sergei Prokov ve Dmitri Shostakovich gibi besteciler çello’nun olanaklarini kesfedip bir solo enstrüman olarak gelistirdiler
Piyano, tuşlu bir çalgıdır. Tuşlarına basıldığında, sahip olduğu karmaşık çekiçli mekanizma sayesinde tellere vurarak ses veren klavyeli çalgı.
Yapım biçimi ile duvar (konsol) ve kuyruklu (salon / konser / grand) adı verilen çeşitleri vardır. Piyano kelimesi İtalyanca "Güçlü ve Hafif sesli klavsen (harpsikord) - gravicembalo col piano e forte" 'den gelir. Pianoforte olarak adlandırılması da bundandır. Atası, klavsenden en önemli farkı, tuşa basarken uygulanan kuvvete göre çıkan sesin şiddetinin de aynı yönde değişken olmasıdır. Piyano çalan kişiye piyanist veya piyano sanatçısı denir.
İlk tuşu La-0, son tuşu Do-8 olma üzere toplam 88 tuştan oluşur.
Bateri, Fransızca'dan gelmiş bir kelimedir. Vurmalı çalgılar takımına denir. Şarkılarda ritim tutmaya yarar.
Çoğunluğun düşündüğü gibi bateri (davul) çok hızlı olmaktan ibaret değildir. Denge ve akıcılık gerekir. Düzenli olarak metronom ile çalışmalı ve single-stroke, double-stroke, paradidle, double paradidle, üçlemeler, altılamalar gibi el teknikleri, dörtlük ritmin üzerine dörtlük, sekizlik, onaltılık kick vuruşları gibi sağ ayak teknikleri (eğer twin pedal tercih edilirse sol ayak için de aynı egzersizler uygulanabilir), hi-hat ile dörtlük,sekizlik,onaltılık saymak gibi sol ayak teknikleri ve tabiki el-ayak kombinasyonları gibi teknikler üzerinde alıştırma yapılmalıdır. Bu müzik aleti müzik kulağı gerektirir. Fakat müzik kulağınız çok iyi değilse bu enstrümanı notalı bir şekilde de kullanabilirsiniz.
Standart bir bateri, genelikle 5 parça davul ve 3 parça zilden oluşur. Davullar tom 1 (high tom), tom 2 (mid tom) floor tom (low tom), trampet (snare) ve pes davul (cross, kick, bass drum) dan ve crash, hi-hat, ride 3 lü zil takımından oluşur. Bu standartların dışında davula mid tomun yüzey alanına oranlı (örneğin 10' se 8', 12' se 10') lık bir mid tom, ayrıca floor tomun yüzeyine oranlı (örneğin 14' se 16', 16' se 18') bir floor tom daha eklenebilir. Davul kitleri tamamen kişinin isteğiyle düzenleneblir. Darbuka dahi ekleyen davulcular mevcuttur. Bununla beraber, zil seçenekleri de yeni crashler, splashler, chinalar, raw ve cow beller, sentez ziller olan ride-crash, splash-china, splash-crash, vb. eklentilerle çoğaltılabilir.
Bateride davulların dışında aksamlar da mevcuttur. Zilleri sabtlemek için stand adı verilen sehpalar kullanılır. Bunlar genellikle T ve normal sehpalar olarak ikiye ayrılır. Rok standler ise üzerinden birde çok T sehpa bulundurabilen geniç köprü şeklindeki aksamlardır. Ayrıca kick davulunu kullanmak için single ve twin pedalar mevcuttur.
Davul çalmak için kullanılan sopalara baget denir. Fakat müzik türüne göre baget yerine fırça ya da tokmak da kullanılabilir.
Değişik kalınlıklarda ve uzunluklarda bagetler mevcuttur. Çok ince bagetler genellikle jazz müzikte kullanılır. En çok kullanılan baget türleri, 5A ve 5B dir.
Akustik davul üzerinde çalarken metal baget kullanılması birçok profesyonel müzisyen tarafından zararları nedeniyle önerilmez. Bu zararlar elbette ki ekipmana verilecek zarardır. Ancak eğer davulcu padde çalışacaksa normal bagetin yanında metal baget tavsiye edilir. Zira bu ağır bagetle çalışan davulcunun elleri ve bilekleri güçlenecek, daha sonra normal bagete geçtiğinde daha hızlı çalabilecektir.
Flüt, üç parçanın birleşiminden oluşan bir enstrümandır.
Baş (ya da ağızlık)
Gövde
Kuyruk
Bu müzik aletinin satın alınırken verilen bir temizleme çubuğu bulunur. Çalgının başına pamuk konularak flütün içi temizlenir Çalgının baş bölümünde bir üfleme deliği vardır. Bu nedenle bu bölüme "ağızlık" da denir. Üfleme deliği çalıcının alt dudağına dayalıdır. Sağ omuz yönünde, yere koşut olarak tutulur. Sol el ağızlık tarafında, sağ el ise kuyruk tarafında tutulur. İki elin baş parmağı alttan flütü destekler. Flütün borusu silindir şeklindedir. Çapı 1,9 cm'dir. Flüt ağızlıktan başlayarak kapalı uca dek 67,2 cm'dir.
Günümüzde nikel, gümüş, altın gibi madenlerden yapılmaktadır. Fakat XX. yy.'lın başlarına kadar abanoz, nar gibi sert ağaçlardan yapılırdı. Metal olduğu halde tahta nefesli çalgılar grubu üyesidir. Bunun nedeni ses renginin tahta tınısı vermesi ve diğer tahta nefesliler ile iyi kaynaşması ve ses elde ediliş yönteminin tahta enstrümanlar gibi olmasındandır. Tahta flütün en önemli özelliği tatlı, yuvarlak ve olgun olmasıydı. Metal alaşımlardan yapılmaya başlamasıyla bu özelliklerini büyük ölçüde yitiren flüt daha çevik, ses niteliği yönünden ise parlaklık kazanmıştır. Özellikle ince sesler metalden yapılan flütlerde daha kolay ve güvenlidir.
Keman gibi yaylı enstrümanların kökeni, Orta Asya göçebe atlı kültürlerinden gelmektedir; KazakKopuzu buna örnek olarak gösterilebilir. Tüm bu enstrümanların telleri günümüzde de olduğu gibi hala daha at kılından yapılmaktadır. Bu müzik aletleri, Orta Asya'dan ipek yolu aracılığıyla, Çin'e, Hindistan'a ve Orta Doğu'ya yayılmıştır. Orta Doğu'da Bizans, lir adı altında ilkel bir keman çeşidi geliştirmiştir. Günümüz anlamdaki keman ilk olarak 14.yüzyılda Kuzey İtalya'da ortaya çıktı. bu dönemden sonra keman Avrupa'da yayıldı. İlk keman yapımcılarının Rebec, Rönesans de Fer tarafından Ortaçağ'da İtalya'da Lira da Braci, Fransa'da Viel adlarıyla kullanılan yaylı çalgılar Keman'ın atası sayılır. Lavignac, Keman'ın Türklerin Kemençe'i guz (Oğuz Kemençesinden)alındığını yazar. Bazı kaynaklarda ise Arapların Rebab'ından geliştirildiği öne sürülmüştür. 16.ve 17. yüzyıldaki Keman yapım ustaları Nicolo Amati, Paolo Maggini, Giuseppe Guarneru, Antonio Stradivarius Keman'a son şeklini vermişlerdir. Keman asıl biçimi korumakla birlikte 19. yüzyılda , bazı değişikliklere uğradı. Çağdaş kemanda gövde ve sap daha uzun, köprü daha yüksektir.