5 Nisan 2012 Perşembe

KANUN


Kanun10. yüzyılda Türkistan'ın Farab kasabasında doğan Farabi adında bir Türk bilgini tarafından bulunduğu rivayet edilen bir çalgıdır. Mızraplı bir müzik aletidir.


   Yapısı

24 veya 27 perdeli bir sazdır. Her bir perdedeki sesi 3 tel tınlatır. Bu yapısıyla piyanonun ses sistemine benzer. Telleri, özel olarak müzik aletleri için üretilmiş naylon teldendir. İlk evrelerinde naylon tel yerine bağırsaktan yapılan kiriş teller kullanılmıştır.
Göğüs tahtası çoğunlukla çınar ağacından, alt tabanı ıhlamur veya sıkıştırılmış kontrplaktan, burgu tahtası yumuşak bir ağaç olan ıhlamurdan, burgular gül, şimşir veya abanoz gibi sert ağaçlardan yapılır. Üç telden oluşan her perdede diyez, bemol ve koma sesleri ayarlayabilen mandallar vardır.
Kanun kullanım amacına göre 24-25-26 sesli olarak yapılır. Bunun karşılığı 3.5-4 oktavdır. İnsan sesiyle birlikte icra edilen tüm sazlar bu aralıktadır. Zaman zaman 36 sesli Arap Kanunu diye anılan sazlar yapılmış olsa da hangi amaca hizmet ettiği anlaşılamamıştır.
Türk sanat müziğinde kullanılan profesyonel kanun 26 perdeli olup her perdeye üçer tane tel takıldığı hesaplanırsa toplam 78 tellidir. Bu tellerin kalınlığı yukarıdan aşağı doğru; 0.60 mm. 0.70 mm. 0.80 mm. 0.90 mm. 1.00 mm. 1.10 mm. 1.20 mm. çapındadır.
Kanunda kullanılan tel, petrokimya tesislerinin kuruluşuna kadar, kuzu bağırsağının kurutulup bir takım işlemlerden geçirilmesi sonucu değişik kalınlıklarda üretilmekteydi. Ancak petrokimyanın kuruluşundan sonra bu sanayi dalının üretimi olan ‘naylon-6’ hammaddesinden elde edilmekte olup halen gerek yapımcıların gerekse icra edenlerin yeğlediği marka, amerikan malı ‘dupont’ enstürman telleridir.


UT


Ut, telli bir müzik aletidir. Sözcüğün aslı Arapça sarısabır veya ödağacı anlamındaki el-oud dan gelir. Baştaki el- sözcüğünün, bazı dillerde olup bazılarında olmayan harf-i tarif (belirgin tanım edatı) olduğunu bilen Türkler bu edatı atmış, geriye kalan oud ('ayn, waw, dal) kelimesini de - gırtlak yapıları ayna uygun olmadığı için - "ut" şekline sokmuşlardır. Dillerinde tanım edatı olan batılılar, 11-13. yüzyıllar arasındaki Haçlı seferleri sırasında tanıyıp Avrupa'ya götürdükleri bu saza, fr:luthen:lutede:Lauteit:liuto, Alaut (İsp.), Luit (Dat.) gibi hep L ile başlayan isimler vermişlerdir. Hatta saz yapıcılığı anlamında kullanılan lütiye kelimesi de yine lütten yapılmadır (aslı Fransızca luthier).
Ut çalan kişiye "udî" denir.

Yapısı

Tekne (gövde), göğüs (kapak), sap, burguluk ve teller olmak üzere beş esas elemandan meydana gelen udun yapımına, eleman sıralamasında da görüldüğü gibi, tekneden başlanır. Udun teknesi; gemi karinasını andıran, eni ve boyuna yapıştırılmış 4-5 cm kalınlığındaki parçalardan oluşan bir kalıp üzerine, 70 cm boy, 2 ila 4 cm en ve 3 mm kalınlıktaki dilim yaprak veya çemberlerin, çoğunlukla aralarına - hem estetik, hem sağlamlık amaçlı - kontrast renkli tek veya çift filetolar konularak işlenmesiyle meydana getirilir. Günümüzde bazı yapımcıların, parçaları tekne kavsine uygun boşluksuz olarak yapıştırılmış veya yine aynı formda yekpare alüminyum olarak kullandıkları kalıplar üzerine, ortada geniş, uçlarda sivri ve işlem orta eksenden başladığı için hep tek sayıda çevirdikleri dilimler, genellikle mauncevizpadukvengikelebek, nadiren deerik veya zeytin ağacındandır. Önceden ısıtılarak kalıbın eğimli profili kabaca verilen dilimler ütü ve ince kâğıt yardımıyla kalıba çekildikten sonra, belirli yerlerdeki küçük monte çivileri çıkarılarak kalıptan alınır ve bu defa dilimlerin içbükey yüzeyi, çenber ve filetoların uzun birleşme hattı boyunca kalın kâğıt veya ekstrafor yapıştırılarak kuvvetlendirilir. + Tekne (gövde), göğüs (kapak), sap, burguluk ve teller olmak üzere beş esas elemandan meydana gelir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Ut sitesinden alınmıştır.





ARP


Arp, çoğunlukla Klasik Batı Müziğinde kullanılan telli bir müzik aletidir.
Arp, en eski telli çalgılardan biridir. Bir yayla ok atılırken gerilip bırakılan yay kirişi bir tınlama sesi çıkarır. Tek telli olan yaya değişik uzunluklarda teller ekleyip onların gerginlikleriyle oynayarak değişik sesler çıkarıldı. Sonraları sesi yükseltmeye elverişli bir gövde(tını kutusu) eklenince gerçek bir çalgı yapılmış oldu. Bunlardan geliştirilen ilk çalgılardan biri "lir" di. Yunanlılar ve Romalılar çok yaygın olarak kullandıkları liri Tanrı Apollon'un boş bir kaplumbağa kabuğuna teller takarak yaptığına inanıyorlardı. Orkestralarda kullanılan dik konuma tutulan arp, çağdaş orkestra çalgıları arasında telleri yalnızca parmakla çekilerek çalınan tek çalgıdır. Arpın 47 teli ve yedi pedalı vardır. Pedalların yardımıyla tellerin sesi değiştirilebilir. Bu pedallar üç ayrı konuma getirilebilir. Böylece bir nota diyez ve bemol olabilir. Notaları birbirinden ayırabilmek için notalara çeşitli renkler verilir; do telleri kırmızı, fa telleri ise siyah mavi veya koyu mavidir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Arp sitesinden alınmıştır.




TULUM


Tulum Anadolu'nun kuzeydoğusunda karadenizin güzel kentleri RizeArtvinArdahan ve Erzurum illerinde kullanılan nefesli bir halk çalgısının adıdır. Trakya bölgesi, Balkan yarımadası ve İskoçya'da kullanılan gaydadan en önemli farklı pes sesleri kontrol edebilen boruya sahip olmamasıdır.
İskoç gaydasının atası olan gayda-tulum benzeri nefesli sazların Romalılar tarafından Anadolu veya Trakya üzerinden kıta Avrupasına taşındığı teorisi genelde kabul görmektedir. 17. yüzyılda bölgeye gelen Evliya Çelebi seyahatnamesinde "dankiyo tulum sazı" ve "Sazende-i dankiyo düdüğü" olarak tanımladığı enstrumanı Trabzon yakınlarındaki halkın icat ettiğini bildirmiştir. [1] Bununla birlikte Antik Yunanca olup "Hayvan derisinden yapılmış torba" anlamına gelen [2] dankiyo kelimesi bugün neredeyse hiç bilinmediği gibi dini sebeplerle ya da küçükbaş hayvancılığın terkedilmesiyle unutulmuştur [3]. 1923 mübadelesine kadar Rumlar tarafından özellikle Maçka ve Kuzey Gümüşhane'de (KromSantaİmera) yoğun olarak kullanılmaktaydı. Yine 1900 lü yıllara kadarAraklı Karadere vadisindeki Hemşinli orjinli köylerde çalınmakla beraber günümüzde sadece halk tarafından eskiden çalındığı bilinmektedir. Bunun yanı sıra Bayburt' un kuzeyinde yer alan ve Trabzon' a komşu olan bazı köylerde kullanılmaktadır. 1970'lere dek Holo[4] boğazı köylerinde de çalındığı bilinmekte, kemençenin bazı parçaları çalmak için tulum gibi akort edildiğinden Trabzon folklorunda etkisi sürmektedir. Çayeliilçesinden doğuya doğru Rize'nin Pazarİkizdere'nin Bazı Köyleri , ArdeşenÇamlıhemşinFındıklı ve Artvin'in ArhaviHopaBorçka,Yusufeli,Şavşat,Meydancık belde Murgul ilçelerinde ve Gürcistan sınırında geleneksel olarak çalınır. Artvin'in iç bölgelerinde Gürcüler tarafından da geleneksel enstruman olarak kullanılmakta. İç bölgelerde Tatos dağları sınırından itibaren yerini davul-zurnaya bırakmaktadır.





ELEKTRO GİTAR




Elektro gitar veya elektronik gitar, sesini manyetikleri aracılığı ile elektrik akımına dönüştüren ve bir amplifikatör ile bu akımdan ses elde edilmesine olanak tanıyan bir gitartürüdür. Oluşturduğu sinyalin değiştirilebilir olması, ve zamanında bir devrim niteliği taşıyan yükseklikte bir sese sahip olması nedeniyle, kullanım alanı çok genişlemiş bir gitartürüdür.
Elektronikteki gelişmeler ile tonal olarak sınırları 1960'lı yıllardan özellikleri ve çeşiti artan elektro gitarlar, özellikle 1980'li yılların başlarından itibaren üretilen süperstratmodeller başta olmak üzere günümüzün en bilindik enstrümanlardan biri haline gelmiştir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Elektro_gitar sitesinden alınmıştır.


29 Mart 2012 Perşembe

ÇELLO



Viyolonsel olarak da bilinen çello, keman ailesinin üyesi olan bir yayli çalgidir. Kemandakine benzeyen bir yayla çalinir. Keman seklinde olmakla beraber daha büyüktür. Yaklasik 1.20 m uzunlukta ve en genis yerinde 40 cm civarinda olan çello bu boyutlari yüzünden oturarak çalinir. Yere dayanan bir çubuk üzerinde duran çello müzisyenin bacaklari arasina alinip bir yayla çalinir. Keman gibi dört yay sahiptir ve müzisyenin ellerinin perdeler üzerinde gezmesiyle degisik tonlar elde edilir

Bu yüzden çello’nun ses genisligi 4 oktavdan fazladir. Rostropoviç, Pablo Cassals, Jacquelin de Pera, Misch Maisky, William Lloyd Weber ünlü violonsel solistleri arasindadir. 
...Günümüze kadar da kalabilen bazi çellolar 1560 larda, Italyan imalatçi Andrea Amati tarafindan yapilmislardir. 18. yy sonlarina kadar çello ön planda olan bir enstrüman degildi ve müzikteki bas sesi vererek parçadaki bosluklari doldururdu. Ancak, barok döneminde, Antonia Vivaldi ve Luigi Boccherini gibi besteciler yalnizca çello için suitler yazdilar. 19.yy gelindiginde çello için konçerto ve benzeri eserler Johannes Brahms ve Antonin Dvorak gibi isimler tarafindan yazilmislardi. 20. yy da da Sergei Prokov ve Dmitri Shostakovich gibi besteciler çello’nun olanaklarini kesfedip bir solo enstrüman olarak gelistirdiler


PİYANO


Piyanotuşlu bir çalgıdır. Tuşlarına basıldığında, sahip olduğu karmaşık çekiçli mekanizma sayesinde tellere vurarak ses veren klavyeli çalgı.
Yapım biçimi ile duvar (konsol) ve kuyruklu (salon / konser / grand) adı verilen çeşitleri vardır. Piyano kelimesi İtalyanca "Güçlü ve Hafif sesli klavsen (harpsikord) - gravicembalo col piano e forte" 'den gelir. Pianoforte olarak adlandırılması da bundandır. Atası, klavsenden en önemli farkı, tuşa basarken uygulanan kuvvete göre çıkan sesin şiddetinin de aynı yönde değişken olmasıdır. Piyano çalan kişiye piyanist veya piyano sanatçısı denir.
İlk tuşu La-0, son tuşu Do-8 olma üzere toplam 88 tuştan oluşur.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Piyano sitesinden alınmıştır.


BATERİ


BateriFransızca'dan gelmiş bir kelimedir. Vurmalı çalgılar takımına denir. Şarkılarda ritim tutmaya yarar.
Çoğunluğun düşündüğü gibi bateri (davul) çok hızlı olmaktan ibaret değildir. Denge ve akıcılık gerekir. Düzenli olarak metronom ile çalışmalı ve single-stroke, double-stroke, paradidle, double paradidle, üçlemeler, altılamalar gibi el teknikleri, dörtlük ritmin üzerine dörtlük, sekizlik, onaltılık kick vuruşları gibi sağ ayak teknikleri (eğer twin pedal tercih edilirse sol ayak için de aynı egzersizler uygulanabilir), hi-hat ile dörtlük,sekizlik,onaltılık saymak gibi sol ayak teknikleri ve tabiki el-ayak kombinasyonları gibi teknikler üzerinde alıştırma yapılmalıdır. Bu müzik aleti müzik kulağı gerektirir. Fakat müzik kulağınız çok iyi değilse bu enstrümanı notalı bir şekilde de kullanabilirsiniz.
Standart bir bateri, genelikle 5 parça davul ve 3 parça zilden oluşur. Davullar tom 1 (high tom), tom 2 (mid tom) floor tom (low tom), trampet (snare) ve pes davul (cross, kick, bass drum) dan ve crash, hi-hat, ride 3 lü zil takımından oluşur. Bu standartların dışında davula mid tomun yüzey alanına oranlı (örneğin 10' se 8', 12' se 10') lık bir mid tom, ayrıca floor tomun yüzeyine oranlı (örneğin 14' se 16', 16' se 18') bir floor tom daha eklenebilir. Davul kitleri tamamen kişinin isteğiyle düzenleneblir. Darbuka dahi ekleyen davulcular mevcuttur. Bununla beraber, zil seçenekleri de yeni crashler, splashler, chinalar, raw ve cow beller, sentez ziller olan ride-crash, splash-china, splash-crash, vb. eklentilerle çoğaltılabilir.
Bateride davulların dışında aksamlar da mevcuttur. Zilleri sabtlemek için stand adı verilen sehpalar kullanılır. Bunlar genellikle T ve normal sehpalar olarak ikiye ayrılır. Rok standler ise üzerinden birde çok T sehpa bulundurabilen geniç köprü şeklindeki aksamlardır. Ayrıca kick davulunu kullanmak için single ve twin pedalar mevcuttur.
Davul çalmak için kullanılan sopalara baget denir. Fakat müzik türüne göre baget yerine fırça ya da tokmak da kullanılabilir.
Değişik kalınlıklarda ve uzunluklarda bagetler mevcuttur. Çok ince bagetler genellikle jazz müzikte kullanılır. En çok kullanılan baget türleri, 5A ve 5B dir.
Akustik davul üzerinde çalarken metal baget kullanılması birçok profesyonel müzisyen tarafından zararları nedeniyle önerilmez. Bu zararlar elbette ki ekipmana verilecek zarardır. Ancak eğer davulcu padde çalışacaksa normal bagetin yanında metal baget tavsiye edilir. Zira bu ağır bagetle çalışan davulcunun elleri ve bilekleri güçlenecek, daha sonra normal bagete geçtiğinde daha hızlı çalabilecektir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Bateri sitesinden alınmıştır.


YAN FLÜT


Flüt, üç parçanın birleşiminden oluşan bir enstrümandır.
  1. Baş (ya da ağızlık)
  2. Gövde
  3. Kuyruk
Bu müzik aletinin satın alınırken verilen bir temizleme çubuğu bulunur. Çalgının başına pamuk konularak flütün içi temizlenir Çalgının baş bölümünde bir üfleme deliği vardır. Bu nedenle bu bölüme "ağızlık" da denir. Üfleme deliği çalıcının alt dudağına dayalıdır. Sağ omuz yönünde, yere koşut olarak tutulur. Sol el ağızlık tarafında, sağ el ise kuyruk tarafında tutulur. İki elin baş parmağı alttan flütü destekler. Flütün borusu silindir şeklindedir. Çapı 1,9 cm'dir. Flüt ağızlıktan başlayarak kapalı uca dek 67,2 cm'dir.
Günümüzde nikelgümüşaltın gibi madenlerden yapılmaktadır. Fakat XX. yy.'lın başlarına kadar abanoznar gibi sert ağaçlardan yapılırdı. Metal olduğu halde tahta nefesli çalgılar grubu üyesidir. Bunun nedeni ses renginin tahta tınısı vermesi ve diğer tahta nefesliler ile iyi kaynaşması ve ses elde ediliş yönteminin tahta enstrümanlar gibi olmasındandır. Tahta flütün en önemli özelliği tatlı, yuvarlak ve olgun olmasıydı. Metal alaşımlardan yapılmaya başlamasıyla bu özelliklerini büyük ölçüde yitiren flüt daha çevik, ses niteliği yönünden ise parlaklık kazanmıştır. Özellikle ince sesler metalden yapılan flütlerde daha kolay ve güvenlidir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Fl%C3%BCt sitesinden alınmıştır.


KEMAN


Keman gibi yaylı enstrümanların kökeni, Orta Asya göçebe atlı kültürlerinden gelmektedir; Kazak Kopuzu buna örnek olarak gösterilebilir. Tüm bu enstrümanların telleri günümüzde de olduğu gibi hala daha at kılından yapılmaktadır. Bu müzik aletleri, Orta Asya'dan ipek yolu aracılığıyla, Çin'e, Hindistan'a ve Orta Doğu'ya yayılmıştır. Orta Doğu'da Bizanslir adı altında ilkel bir keman çeşidi geliştirmiştir. Günümüz anlamdaki keman ilk olarak 14.yüzyılda Kuzey İtalya'da ortaya çıktı. bu dönemden sonra keman Avrupa'da yayıldı. İlk keman yapımcılarının Rebec, Rönesans de Fer tarafından Ortaçağ'da İtalya'da Lira da Braci, Fransa'da Viel adlarıyla kullanılan yaylı çalgılar Keman'ın atası sayılır. Lavignac, Keman'ın Türklerin Kemençe'i guz (Oğuz Kemençesinden)alındığını yazar. Bazı kaynaklarda ise Arapların Rebab'ından geliştirildiği öne sürülmüştür. 16.ve 17. yüzyıldaki Keman yapım ustaları Nicolo AmatiPaolo Maggini, Giuseppe Guarneru, Antonio Stradivarius Keman'a son şeklini vermişlerdir. Keman asıl biçimi korumakla birlikte 19. yüzyılda , bazı değişikliklere uğradı. Çağdaş kemanda gövde ve sap daha uzun, köprü daha yüksektir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Keman sitesinden alınmıştır.